- Görüntüleme: 218
Öz
Türkiye, Mart 2011’de Suriye’de başlayan çatışmaların akabinde uyguladığı açık kapı politikası nedeniyle bugün dünyada en fazla mülteci ağırlayan ülke konumundadır. Açık kapı politikasının olumsuz etkileri, Suriyelilerin kitleler halinde Türkiye’ye geçiş yaptığı 2014-2016 yılları arasında görülmeye başlanmıştır.
“Misafir” olarak nitelendirilen insanların bugün “kalıcı” olma durumları, Suriye Krizi’nin dokuzuncu yılında toplumsal tepkileri arttırarak Türkiye’nin politikalarını yeniden gözden geçirmesine neden olmuştur. Çalışmada, “2011 yılında izlenen politika nasıl bir sorun yaratmıştır ki toplumsal tepkiyi arttırmış ve konu artık eskiye nazaran daha gözle görülür bir biçimde güvenlik açısından ele alınmaya başlanmıştır?” sorusundan yola çıkılarak, göçle güvenlik arasındaki ilişki analiz edilecektir. Kavramsal çerçeve çizildikten sonra Türkiye’nin göç politikasının ne olduğuna, yasal mevzuatına ve güncel verilerle Türkiye’deki Suriyelilerin durumuna değinilecektir. Akabinde krizin başında izlenen açık kapı politikasının ne tür problemler yarattığı ve bu konunun giderek nasıl güvenlik başlığı altında ele alınıp araçsallaştırıldığı örneklerle tartışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Göç, Güvenlik, Suriyeli Sığınmacılar, Türkiye, Araçsallaştırma
Devamını oku: Açık Kapı Politikasından Güvenlik Tehdidine: Türkiye’de Suriyeli Sığınmacılar Olgusu
- Görüntüleme: 217
Öz:
Mart 2011’de ülke içerisinde gösterilerle başlayan Suriye krizi, BMGK’nın daimi üyelerinin krize yaklaşımından etkilenmiştir. BM’de veto yetkisine sahip bu devletler, krize kısa zaman içerisinde müdahil olmuş fakat bu aktörlerin farklı hedefleri, krizin çözümünü engellerken hayata geçirdikleri önlemler, birbirlerini etkisizleştirmiştir. Ayrıca tarafların yaklaşımları doğrultusunda devreye soktuğu önlemler, BMGK’nın etkinliğini sınırlandırmıştır. ABD, İngiltere ve Fransa, Suriye krizinin kaynağını Suriye yönetiminin yöntemleri olarak görmüş ve krizin çözümünü Suriye’de yönetimin değişmesi olarak belirlemiştir. Diğer taraftan Rusya ve Çin, krizin kaynağını Suriye yönetiminin yanında ülke içinde şiddet uygulayan diğer aktörler olarak görmüş ve dışarıdan herhangi bir müdahaleye karşı çıkmıştır. Daimi üyelerin krize yaklaşımları taraflar arası bir denge oluştursa da zaman içerisinde ABD, İngiltere ve Fransa'nın kriz bağlamında önceliklerinin değişmesi, Rusya’nın Suriye iç savaşına katılması ve BMGK’nın Rusya ve Çin’in siyasal çözüm önerilerini desteklemesiyle birlikte Suriye krizinin tarafları arasındaki denge bozulmuş ve Çin ve Rusya’nın krize yaklaşımları ön plana çıkmıştır. Bu bağlamda bu çalışmayla BMGK’nın daimi üyelerinin Suriye krizine etkilerinin neler olduğu gösterilecektir. Ayrıca çalışmada bu aktörlerin hangi stratejileri devreye soktuğu ve bu stratejilerin küresel örgüt üzerindeki etkileri analiz edilecektir. Bu analiz için daimi üyelerin açıklamaları ve hayata geçirdiği siyasalar gösterilip BMGK’da Suriye kriziyle ilgili alınan kararlar ve bu kararların krize etkileri incelenecektir.
Anahtar Kelimeler: Suriye Krizi, Uluslararası Kriz, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, ABD, Rusya Federasyonu
- Görüntüleme: 238
Bu makale TÜBİTAK 1001 Projesi (Proje No.: 112K172) Desteğiyle Hazırlanmıştır.
ÖZ
Mart 2011’de barışçıl gösterilerle yerelde başlayan Suriye krizi, kısa zaman içerisinde ülke genelinde önce karşılıklı çatışmalara, sonra iç savaşa dönüşmüştür. Yerelde başlayan krizin tırmanması ve ülke geneline yayılmasıyla birlikte Suriye dışındaki birçok aktör, Suriye krizine müdahil olmuş ve kriz, bölgesel ve uluslararası düzlemin önemli bir sorunu haline gelmiştir. Sekiz yıldır çözülemeyen Suriye krizine çok sayıda ve farklı tipte aktör, farklı amaç ve taleplerle müdahil olurken aktörlerin uyuşmayan talepleri ve çatışan çözümleri, Suriye krizinin sonlanmasını engellemiştir. Suriye yerelinde kabaca Suriye yönetimi ve Suriyeli muhalif gruplar arasında başlayan yerel krize, kısa zamanda ulusal düzlemde silahlı devlet dışı aktörler ve devletler taraf olmuştur. Bölgesel ve uluslararası düzlemde Suriye krizine yeni devletler ve devlet dışı aktörler müdahil olurken uluslararası örgütler de kriz açısından ön plana çıkmıştır. Ayrıca krizin dönüşümüyle birlikte Suriye krizi farklı aktörler için farklı anlamlara gelmeye başlamıştır. Suriye krizindeki birçok aktör için krizin başında temel konu, Suriye içindeki çatışmalarken zamanla silahlı devlet dışı aktörlerin artan faaliyetleri, kimyasal silah kullanımı ve uluslararası terörizm gibi krizle ilintili çok sayıda sorun, aktörlerin talep ve çözümlerini etkilemiştir. Çok sayıda ve farklı tipteki aktörün Suriye krizi ve ilintili konularla ilgili talep ve hedefleri birbirleriyle çatışırken tarafların önlem ve yöntemleri krizin çözümünü zorlaştırmıştır.
Anahtar Kelimeler: Suriye Krizi, Uluslararası Kriz, Dış Politika Krizi, Silahlı Devlet Dışı Aktörler.
Devamını oku: SURİYE KRİZİNDE AKTÖRLER, UYUŞMAYAN TALEPLER VE ÇATIŞAN ÇÖZÜMLER
- Görüntüleme: 200
Öz
26 Nisan 1986’da Çernobil nükleer enerji santralinde meydana gelen kaza sonucunda oluşan nükleer serpinti, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu pek çok ülkeyi etkilemiştir. Sonuçları itibariyle çevresel problemlerin sınır aşan niteliğini gösteren bir örnek olan Çernobil kazası, ağırlıklı olarak insan sağlığı ve çevreyle ilgili problemlere yol açmıştır. Ekonomik ve dış politikaya dair yansımalarıyla birlikte uluslararası bir sorun halini alan bu kaza, kısa sürede siyasi bir krize dönüşmüştür. Kazanın öğrenilmesinden sonra etki altında kalan ülkelerin birbirinden farklı acil durum ve kriz yönetimi süreçleri söz konusu olmuştur. Bu makale, söz konusu krizde Türkiye'nin tutumunu, acil durum ve kriz yönetim süreçlerini ve kazanın Türk dış politikasına yansımalarını analiz etmektedir.
Anahtar Kelimeler: Çernobil, Nükleer Kaza, Acil Durum Yönetimi, Kriz Yönetimi, Türk Dış Politikası
Devamını oku: Çevre ve Dış Politika İlişkisi: Çernobil Kazası ve Türk Dış Politikasına Yansıması